16 Şubat 2009 Pazartesi

14 Mart 2009 / Gülşen KAYA Yazısı

Sunuş:
Gene mecburen asıl yazıdan uzun bir sunuş yazmak zorundayım.
Gülşen Hanım sahibi olduğu azimle topluluğumuzdaki herkesi neredeyse utandıracak bir hanımefendidir. Bir hekim annesidir ve hekim evladı sebebiyle de aynı zamanda bir “hekim kayınvalidesi”dir.
Hafızaya alınması gerekli olan pek çok şeyi, topluluğumuz içinde en önce hafızasına alan, bunu gerçekleştirmek için de bazen haftalarca çalışan mükemmel bir topluluk üyesidir.
Sahibi olduğu vasıfları sebebiyle ödül olarak konulan hediyelerin yarısından fazlasını hep Gülşen Hanım aldılar. Aynı zamanda Antalya Tabip Odası Müzik Topluluğu’nun “Takdirname”sini alan ilk ve tek yetişkin üyesidir. Seneler önce verilen bu takdirnameyi hak ettiğini seneler sonra da hep ispat edişi, aynı zamanda takdirnamenin doğru elde bulunduğunu bize ispat eder.
Gülşen hanımın yazısı sadece üç cümleden ibarettir. Ama bu üç cümle aynı zamanda “hekim”liği sanatla, güzel sanatlarla irtibatlayıcı nüveyi barındırmaktadır. Elbette açıklamaya muhtaçtır. Kaldı ki, hekim-hikmet arasındaki ilişkinin güzel sanatları nasıl beraberinde sürüklediğine önümüzdeki aylarda değineceğiz.
Buyurunuz Gülşen Hanım’ın o cümlelerini beraberce okuyalım...

Gülşen Kaya Yazısı:
Mûsıkî hikmete dair fendir.
Öğrenmeye çalışıyoruz.
İşitecek kulak, görecek ibret gözü varsa ne alâ.

Gülşen Kaya
Antalya, 9 Şubat 2009

Ana Yazıya Dönmek İçin Lutfen Buraya Tıklayınız

Hiç yorum yok: