16 Şubat 2009 Pazartesi

14 Mart 2009 / Özden ÇETİNDAL Yazısı

Sunuş:
Özden Hanım önce bir anne ve sonra da müzik çalışmalarını pek çok özveride bulunarak gerçekleştirip, özverilerinin ipuçlarını kolay kolay açığa çıkarmayacak yapıda olan ketum bir hanımefendidir.
Yazı teslim eden arkadaşlarımın içinde müzik tecrübesi en fazla olanı da Özden Hanımdır. Ud çalmayı dostum Orhan Şahin’den öğrendi. Tıpkı Orhan’ın sahip olduğu kişilik ve icra zarifliğini ayniyle uda taşıyan talebesi Özden, hem hal, hareket ve tavırlarıyla ve hem de ud icrasında sahibi olduğu narinlik ve zarifliğiyle örnek gösterilmesi gereken talebelerden birisidir.
Yürüttüğüm Antalya Tabip Odası Müzik Topluluğu’nun çalışma formatı gereği, gerek Özden Hanım’a ve gerekse müzik enstrümanı hakimiyeti olan diğer arkadaşlarıma saz çaldırmıyorum. Benim için çok hoşnut edici bir durumdur ki, saz çaldırmadığım sazendelerin hepsi senelerdir bu çalışmalara aralıksız devam ettiler ve hiçbirisi de “yahu bir çalışmada en azından ben de sazımı çalayım!” demediler. Özden Hanım nezdinde bu çok sevdiğim arkadaşlarımın hepsine teşekkür borçluyum.
Özden Hanım küçük hacimli yazısında müzik topluluğumuzda yaptığımız çalışmaların bazı önemli noktalarına parmak basarak özetlemişler.
Buyurunuz hep beraber okuyalım...

Özden Çetindal Yazısı:
Müziğimizi tanıdıkça ki bizim çalışmalarımız şarkı söylemekten ibaret değil, bu çalışmalara düzyazı, şiir, Türk resim sanatı dahi konu olabilmektedir. Bunları birbirinden ayıramıyorsunuz. Öyle ki bestelenmiş bir Yahya Kemal şiirini okurken şairin daha önceden mısra aralarına notaları serpiştirmiş, etrafını da tezhip sanatı ile süslemiş olduğunu görüyorsunuz.Kendi değerlerimizi, kültürümüzü ve sanatımızı bir yerlerde bıraktık; unuttuk! Tekrar hatırlayıp toplum olarak bıraktığımız yerden devam etmeliyiz. Oda olarak biz yolumuza devam ediyoruz, geçmiş ve geleceğimizi sahipleniyoruz.

Özden Çetindal
Antalya, 9 Şubat 2009

Ana Yazıya Dönmek İçin Lutfen Buraya Tıklayınız

Hiç yorum yok: